Bu haber, 16 Şubat 2020 tarihinde New York Times'ta yayınlanmıştır.
Koleksiyonerlerin çocukluklarına döndükleri o an: Beyzbol kartı sezonunun ilk günü, spekülatörler ve simsarlar gelmeden önceki son saatler
Fred Baumann kamyonun gelip gelmediğine bakmak için dışarı çıktı. Yaklaşan öğle vakti, yemek molasında şehrin dört bir yanından Yukarı Doğu Yakası’na gelecek olan koleksiyonerlerin habercisiydi.
Alex’s MVP Cards and Comics dükkanının sahiplerinden biri olan Baumann’ın aklına, beyzbol kartı sezonunun ilk gününde yanlışlıkla yakındaki bir restorana teslim edilen ve herkesten habersiz bir hafta orada kalarak ufak bir grup yetişkin erkeğe sinir krizi geçirten kart paketi hadisesi geldi.
Şehirdeki son spor kartı dükkanlarından birini işletince ister istemez birilerini hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. Hayal kırıklığına uğrayanlarsa genelde evlerinin bir köşesinde toz içinde duran kartlarının bir servet edeceğini düşünenler. Baumann her gün yaklaşık 20 hevesli satıcıya çocukluğundan kalma kartların ancak dört tanesinin belki değerli olduğunu söyleyerek onların hayallerini suya düşürüyor.
“İnsanlar bir şey eskiyse mutlaka değerlidir diye düşünüyor. Halbuki işin aslı öyle değil, bunu onlara anlatmaya çalışıyorum ama bir türlü beni dinlemiyorlar. Üzücü kısım bu.” dedi Baumann.
Günümüz beyzbol kart piyasası yılın büyük bir bölümünde dışarıdan anlaşılması zor ve son teknoloji bir iş. Fakat şirketlerin piyasaya yeni kartlar sürdüğü takas sezonunun ilk gününde bu hobi çocuksu masumiyetini yeniden kazanıyor. Henüz kimsenin kartların maddi değerini bilmediği ve koleksiyonerlerin yeni bir paket kartı açmanın verdiği o zevki tattıkları tek an bu.
Kart fiyatları ilk olarak bir istatistikçinin 80’lerde hazırladığı The Beckett Baseball Card Price Guide'da (Beckett Beyzbol Kartları Fiyat Kılavuzu) derlendi. 1909 üretimi bir Honus Wagner (kısa topçu, Pittsburgh Pirates) kartı 1988 yılında 100 bin dolara satıldıktan sonra, 90’lı yıllarda bağımsız derecelendirme kuruluşları ortaya çıkana kadar insanlar klasik kartlara köklü şirketlerden aldıkları hisse senetleri muamelesi yapıyorlardı.
Doğan bu talebi hemen sermayeye çevirmeye girişen hatıra eşya şirketleri piyasayı yeni ürünlerle doldurdular, nitekim bu ürünler ancak üzerine basıldıkları kartonlar kadar para ediyor artık.
Kart şirketleri bu durumu değiştirebilmek, piyasada yeniden kıtlık yaratabilmek için özel kartlar çıkardılar. Bu kartların yanında oyuncunun sopasından bir kıymık veya maçta giyilmiş bir formadan bir parça gibi farklı hatıra ürünleri olabiliyor.
Seri tamamlamaya çalışanlarınsa bu özel kartları bulmak için kart simsarlarına ihtiyaçları var. Gerçek meraklıların da kartları almak için şansları olsun isteyen Baumann, elindeki birkaç paket kartı onları yalnızca yatırım aracı olarak gören birine satmama taraftarı.
“Buraya kart almaya gelen bir çocuğa, adamın tekinin gelip dükkandaki bütün kartları aldığını söyleyerek karşılamak istemiyorum. Bu çocuklardan bazılarının yaşı 35 ama yine de onlara kötü haber vermek istemiyorum.”
Görünen o ki, Baumann’ın korkuları yersizmiş. Kartlar öğle tatilinin sonunda geldi ama hiç simsar gelmedi.
32 yaşındaki Daniel Rocco yeni aldığı iki dev kutuya bakıp, “Paketlerde ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Beckett’ın kılavuzunda bu kartlarla ilgili bilgi verilmediği için karşılaştırma da yapamıyorum. Böyle olunca insan kendini çocukluğuna dönmüş gibi hissediyor.”
Telefon tekrar çaldı, Baumann ahizeyi kaldırdı.
“Eski derken, kaç senelik diyorsun?” diye sordu. Sorunun ardından, Derek Jeter veya Ken Griffey Jr.’ın çaylak kartları olmadığı sürece 90’lardan kart istemediğini söyledi. Telefonun ucundaki adam bunu duyunca konuyu kapattı.
“Beni dinlemiyorlar.” dedi Baumann telefonu kapattıktan sonra. “5 yaşında çocuklar gibiler.”
Ralph Schneider oranın klasik bir müşterisi. Halihazırda sahip olduğu 50 bin beyzbol kartını saklamak için iki kiralık deposu olan Schneider aslında daha fazla kart almasa iyi olur gibi, zaten öğretmen maaşıyla hobisini zar zor idare ediyor.
Fakat beyzbol kart sezonunun ilk günü, Schneider’ın yılın en sevdiği günü.
“Öğretmenlik kolay bir iş değil, kartların satışa çıktığı gün bana moral veriyor.” dedi.
Brooklyn’in Marine Park mahallesinde doğup büyüyen öğretmenin nihai amacı çok sevdiği alt lig takımı Cyclones’da oynamış olan her oyuncunun kartını toplamak.
Schneider’ın bir de kart paketi açılışı yaptığı bir Youtube kanalı var. Baumann’ın onu aramasını beklerken, eve gidince hemen çekime başlayacağını duyurdu.
(Şehirdeki son spor kartı dükkanlarından birini işletmek, sık sık birilerini hayal kırıklığına uğratmayı beraberinde getiriyor. Baumann günde yaklaşık 20 hevesli satıcının hayallerini suya düşürüyor. )
Paket açılışı videoları, spekülatörlerin ikinci el piyasasını belirlemelerine yardımcı oluyor çünkü bu videolar sayesinde kimin elinde hangi kart olduğunu tespit edebiliyorlar. Ama hedefi aktörlük olan ve aynı zamanda Frank Sinatra taklitçiliği de yapan Schneider kamera önünde olmayı seviyor aslında.
Baumann, Schneider’e 4 dolarlık para üstünü verirken ona bununla bir paket kart daha alabileceğini söyledi.
Genç koleksiyoner bir an durdu, düşündü ve kabul etti. Videolar bekleyebilirdi ama o bekleyemezdi. “Bu tam benlik.” dedi tezgahın üstünde paketi açarken.
Üst kalite klasik kartların fiyatları Warhol eserleri seviyesine geldi. Ocak ayında, 1952 yılından bir Mickey Mantle kartı PWCC Marketplace aracılığıyla tam 5,2 milyon dolara alıcı buldu. Spor koleksiyonerliği sitesi Goldin Auctions, Mart ayında her yıl yaptığı gibi kış açık arttırmasını düzenledi. “45 milyon dolar hasılat topladık. Geçen yılki miktar 4,7 milyondu.” dedi Goldin’in kurucusu ve CEO’su Ken Goldin.
Goldin’in devamlı müşterilerinden biri Clement Kwan, Yoox Net-a-Porter’nin eski genel müdürü ve lüks elektronik esrar sigaralarıyla New York Times’ın “Marihuananın Hermes’i” olarak nitelendirdiği pastilleri üreten Beboe’nun kurucusu.
“Pandemi başladığından beri benim portföyüm yüzde 50 oranında, koleksiyonluk eşyalarımın değeriyse yüzde 200 arttı.” dedi Miami’den Kwan.
2019 yılında, bir sonraki yaz Netflix’te bir Jordan belgeseli çıkacağını öğrenince Kwan’ın şansını döndü çünkü bu bilgi üzerine tanesi 30 bin dolardan birkaç set Jordan çaylak kartı satın aldı. Üzerine bir de West Village’daki ünlü hatıra spor eşyası mağazası Bleecker Trading’den hisse aldı.
Kwan, 2020’nin Mayıs ayında bir Jordan çaylak kartını 100 bin dolara yakın bir fiyata sattı. Bir sonraki Ocak ayındaysa, özel ilgi gören bir Jordan çayla kartı Goldin aracılığıyla 738 bin dolara alıcı buldu.
Bu dönemde artan Michael Jordan ilgisi spor ayakkabılara da sıçradı.
Kız kardeşleri Dakota ve Dresden Peters’la beraber dünyanın en değerli spor ayakkabı koleksiyonuna sahip olduğu düşünülen Ariana Peters geçtiğimiz Mayıs ayında imzalı bir çift 1985 Air Jordan’ı 275 bin dolara satarak bu sektörde geçirdiği beş yılın en büyük satışını yaptı.
Ariana Peters’ın bir röportajında söylediğine göre, kız kardeşler 2019 yılında 500 dolardan başlayan fiyatlarla 572 çift, 2020 yılındaysa 879 çift spor ayakkabı sattılar.
Peters bunları aslında biraz şaşkın bir şekilde anlatıyor çünkü kardeşleriyle bu işe girmelerinin sebebi emekli emlak geliştiricisi babaları Douglas Roy Peters’ın her yeri dolduracak kadar spor ayakkabı almasıydı.
Güney Florida’da yaşayan Peters, koleksiyonunu Miami Heat’in salonu şeklinde dekore edilmiş olan bir depoda saklıyor artık.